Friday, June 8, 2012

Meksika - Cancun Gezi Notlari

Iki hafta gecti bile, bense gunlerdir sallaniyorum, daha da bekletmeden yazayim artik su gezi yazisini :)
Lakin uzun olacak uyarmadi demeyin! Alin cayinizi kahvenizi oyle oturun ekran basina ;)

Hayatimizda ilk kez bu kadar uzun (27 saatlik ucus ile toplamda 32 saat) bir yolculuga cikacak olmanin heyecani ve biraz da aman sunu unutmayalim bunu da alalim telasesi ile gecenin bir yarisi dustuk yollara. Halbuki dunyanin obur ucuna gidiyor olsak da orada da her turlu sey var ama gel de anlat anlatabilirsen bana, insan psikolojisi hakikaten acayip birsey. Sirf bu "aman ya orda yoksa, ya acikirsak, ya canimiz cekerse" seklindeki husnu kuruntularim yuzunden bugune dek az buz biskuvi, cikolata ve bilimum bavulda olmamasi gereken ivir ziviri tasidik dunyanin bir ucundan digerine :) - ki kiyafetlerimiz islanip popomuz acik kaldiginda bile biskuvilerimiz ve fistiklarimiz tamdi bavulumuzda :)))

Neyse lafi dolandirdim yine, devam edeyim anlatmaya... 
Artik oylesine el ayak cekilmisti ki biz gittigimizde havaalani bile oldukca bosalmis, cogu koridor ve ucus salonu bombostu.Bizde vakit oldurmek icin once bol bol garip garip fotograflar cektik havaalaninin bu boslugundan faydalanip. Sonrasinda da nereye otursak diye bakinirken karsimizdaki masaj koltuklarini farkettik birden. Tabii o kadar uzun ucus oncesinde bulunmaz nimet, haydi dedik ayak masaji yapalim hem onca yola gidecegiz kan dolasimimiz hizlanir hemde beles sonucta :))))
Bu Singapurlularin teknolojiye duskunlukleri beni bazen fitik etse de havaalaninda beles masaj koltugu bulmak da hosuma gitti ne yalan soyleyeyim :) Ayaklarimizi masaj koltuguna 15-20 dakika kadar mincik mincik minciklattirdiktan sonra dedik yeter bu kadar yoksa yola cikmadan sakatlayacagiz kendimizi :)


Yaklasik 10-12 saatlik ucustan sonra ucagimizin ilk duragi Moskovaydi. Bu arada ucaktaki filmler, diziler ve TV programlari sagolsun ilk kismi nasil atlattigimizi pek anlamadik bile. Moskova'da havayi gri bulutlarla kapli ve soguk gorunce, soguk havayi ve kisi hic ama hic ozlemedigimi farkettim :) 
Birde Moskova'nin Rusca'da karsiligi "Mockba" imis, birsey daha ogrenmis olduk :)


Kisa bir mola sonrasinda tekrar yola ciktik, bir 12 saat daha...
Biz Atlantik okyanusu uzerinden gider diye dusunurken tepeden once Isvec, Norvec sonra da Izlanda ve Gronland uzerinden yol aldik Amerika'ya dogru. Izlanda ve Gronland'in uzerinden gecerken kocakisisi disaridan gozlerini alamadi. Bana da "gel bak asagida manzara harika" dedikce, "aman napayim kar buz gormek istemiyor canim" diyerekten gomdum kendimi filmlerin icine :) Lakin bir ara cam kenarina gecip asagiya bakayim dedim ki, solugum kesildi! Asagidaki manzara tam anlamiyla buyuleyiciydi, izlemekten kendimi alamadim...


Onca yukseklikte oldugumuz halde dibimizde gibi duran karla kapli tepeler, ucsuz bucaksiz, issiz karla kapli vadiler... Inanilmaz bir huzur ve sonsuzluk hissi veriyor insana. Kocakisisi geri geldiginde cama yapismis buldu beni :) 
Ve ben birkac saat oncesine kadar aman kar ve kisi hic ozlemedim derken, ve ben birkac yil oncesinde balayi icin buraya balina izlemeye gelen arkadaslarimizla dalga gecerken! o anda aklimin bir kosesine yaziyordum, "birgun buralari gormemiz lazim" diye...


Neredeyse 24 saatlik ucus sonunda, birbirimize artik kendimizi bile tiksindirecek miktarda "Houston beni duyuyormusun cevap ver" seklinde zirva espriler yaparak Houston'a inmeyi basardik. Ammavelakin yolculuk henuz bitmemisti. Oncelikle neredeyse g.t izimizi bile alan sinir polislerini gecmemiz, bavulumuzu bulmamiz (eger buraya kadar kazasiz belasiz geldiye tabii!) ve bir diger aktarma icin bavulu yeniden verip yaklasik 5 saat kadar havaalaninda surunmemiz gerekiyordu! 

Sanirim buraya bir dip not dussem tam yeridir; Meksika'ya gitmek icin Meksika vizesine gerek yok, gecerli bir Amerikan vizesi yetiyor da artiyor bile - ilgilenenlere duyurulur ;)

Bu saydiklarimin hepsini kalan son gucumuz ile yaptiktan sonra kendimizi Cancun'a gidecek ucaga attik ve ben gerisini hatirlamiyorum. Bir ara ucagin kalktigini hatirliyorum, tekerlekler yeniden piste degince de uyandim :) Artik iyice gunler gecelere karistigindan, ki surekli havada oldugumuzdan pencereyi bir aciyorsun gece az sonra aciyorsun gunduz... seklinde bizim ayarlar iyice bozuldugu icin sizip kalmisiz :)
Buldugumuz ilk araca kendimizi atip otele dogru yola ciktik. Gece oldugu icin birsey gormeden ve de yorgunluktan sizdik kaldik hemen :)

Ertesi sabah gozumu acip, odanin balkonuna cikinca ilk gordugum manzara memnuniyet vericiydi :)


"Oh manzara ne guzelmis, denizin rengi ne guzel ama biraz dalgalimi ne?" diye kendi kendime konusurken birde baktim ki sahilde kocaman bir kirmizi bayrak var! Yani demek oluyor ki gordugumuz dalgalar hakikaten buyukler! yuzulemeyecek kadar!

Ic ses : Bir kere de sasirma be bir kere de sasirma! hic mi aklina gelmedi dalgali olabilecegi, okyanus bu ne bekliyorsun? hic mi akillanmayacaksin sen!?
Ben : ...

Sonucta yuzemedik tabii ama bol bol dalgalarda hoplayip ziplamayi ve sahilde yan gelip yatmayi ihmal etmedik.
Bir ara sahilde yatarken otelin animasyon grubundan oldugunu zannettigimiz bir grup adam toplandi basimiza, ki ben nefret ederim tatil yerlerindeki animasyon olaylarindan! Tam biz gunesten gevsemis ve hala daha bir onceki gunun yorgunlugu ile uyuklarken 4-5 tane super kahraman kilikli eleman Cancun'un o sicaginda spandex kumastan kostumlerin ustune donlari cekip karsimiza dikilmezlermi :)))


Ertesi gun sabahin korunde kalkip dustuk yollara, istikamet Maya'larin baskenti "Chichen Itza". 
Chichen Itza'ya giderken once yolda Meksika'ya, ve hatta Yucatan yarim adasina ozgu "cenote" lerden birine ugrayacagiz ayrica. Cenote'lerle ilgili bircok sey okumustum daha onceden, aslinda dalis sertifikasini almis olmak vardi ama... zira buranin en onemli yeryuzu olusumlarindan biri olan bu cenoteler dalis cenneti! Cenoteler topraktaki kirecli tabakanin erimesi ile olusan magaralar, havuzlar ve tunellerden olusuyor. Bazilarinda tuneller yeryuzu ile birlesiyor bazilarinda ise tamamen yer altinda ve buralarda dalis yapiliyormus. Dedigim gibi aslinda icimiz gitti burada dalis yapmak icin hatta internetten yaptigimiz aramalarda gordugumuz fotograflara bayildik ama henuz dalis sertifikamiz yok ne yapalim :(
Eh dalis yapamayacagimiz icin Chichen Itza turu ile birlestirilmis cenote turu daha cok isimize geldi. Bir saatligine de olsa yuzeriz en azindan dedik :)



Cenote'nin oldugu yere ulastigimizda bizi Meksika'nin yerel insanlari karsiladi. Mayalarin en karakteristik ozelligi boyunlarinin olmamasiymis! Dikkatlice inceleyince hakikaten oyle oldugu farkediliyor, bir cogu boyunsuz! yani tabii ki fizyolojik olarak boyunlari var ama yok denecek kadar kisa, sanki tepeden bastirilmislar gibi. Ilginc bir biyolojik gen havuzlari olsa gerek :)

Bir yanda tortilla hazirlayan yerli kadinlar vardi...



Diger yanda yerel kostumler giymis, yerel calgilarla turistlere gosteri yapanlar...



Iste bu da cenote'nin yeryuzu ile yegane bulusma noktasi olan delik :)
Korkmayin canim buradan girmedik tabii ki :)) Bu yegane dogal aciklik...


Adamlar dogal olmayanini da yapmislar biz iceri girebilelim diye :)


Cenoteler eskiden tanrilara kurban vermek icin kullanilirmis, onun icin Maya kulturunde kutsal bir anlam tasiyor. Hatta yol boyunca tur rehberimiz "cenoteye gidince mutlaka yikanin, hic olmazsa ayaklarinizi sokun sonra Chichen Itza'nin enerjisinden yararlanamazsiniz" dedi durdu. Lakin cenote'nin suyu yeralti su kaynaklarindan geldigi icin buz gibiydi! Bildigimiz kuyu suyu gibiydi yani, once bir girmeye niyetlendiysek de vazgectik sadece ayaklarimizi sokmakla yetindik :)




Cenote de gordukten sonra bir sonraki hedefimiz Valladolid sehri idi. 
Kiyi seritlerinin aksine burasi daha cok Meksika'daymisiz gibi hissettirdi bize. Cunku kiyi seritleri fazlasiyla turistik, o ulkenin ve yorenin insanina, kulturune dair birseyler gormek anlamak zor. Hele hele soz konusu Cancun ise bizim Akdeniz kiyilarindaki oteller bolgelerinden hicbir farki yok.


Valladolid'e cevreye soyle bir goz atmak ve oradaki unlu bir kiliseyi gezmek amacli ugradik kisa sureligine.



Biz kilise turunu biraz kisa kesip kilisenin karsisindaki cogunlukla yerli halkin bulundugu parka attik kendimizi :) Bu kiyafetler Meksikalilar'in yerel kiyafetleriymis. Neredeyse sokaklardaki kadinlarin cogu bu kiyafetlerle dolasiyor.





Cevreyi ve insanlari gozlemledikten sonra parkta buldugumuz bu sirin banka oturup dinlendik biraz kocakisisi ile. Bayildim ben bu banka tam oturup karsilikli muhabbet etmek icin, birde ortasinda kucuk bir kahve sehpasi olsa degmeyin keyfime!


Valladolid'den sonra Chichen ITza'ya dogru yola ciktik ama hem oglen oldugu icin hemde iyice yoruldugumuz icin yolda yeniden mola verip Meksika mutfaginin lezzetli yemeklerini tadmaya giristik. 
Ne yazik ki acliktan gozum dondugu icin o guzelim tacolarin ve tortillalarin hic fotografi yok :) Ancak sonrasinda karnim doyup kendime gelince restoranda dans edenlerin fotografini cekmeyi akil edebilmisim :))


Karnimizida doyurduktan sonra sira artik Chichen Itza'yi gormeye gelmisti...
Angkor Wat gezisinde gordugumuz onlarca tapinaktan sonra bu tapinak pek heybetli ve gosterisli gelmedi ilk etapta acikcasi :) Birde ustune rehberimiz piramite tirmanmak yasak demesin mi hepten hayal kirikligina ugradik :) Ama rehberin Mayalarla ilgili ve Chichen Itza ile ilgili verdigi bilgiler dagitti hayal kirikligimizi.

Rehberimiz Mayalarin neden ve nasil astrolojide bu kadar ileri gittigini, bu tapinakla ilgili sirlari ve detaylari, sayisal tum formulleri ve hesaplamalari oyle guzel anlatti ki bayilarak dinledik. 
Mesela;
- 21 Aralik 2012'nin dunyanin sonu olmadigini sadece Maya takviminin sonu oldugunu ogrendik! Cunku Mayalarin o tarihte tum gezegenlerin ard arda dizilecegini hesaplayip ona gore bir referans noktasi belirlemisler kendilerine, "yani bir cesit sifirlama ama dunyanin sonu gelecek diye yanlis anladi insanlar" diyordu rehberimiz :)
- Yuzyillar oncesinde ortalikta teleskop gibi gelismis cihazlar yokken nasil yildiz haritalarini cikarip incelemisler onu ogrendik. Ozellikle bu piramitlerden yararlanip ogrenmisler. Piramitlerin tabaninda bulunan havuzcuklara tepedeki delikten yansiyan gokyuzunun goruntusunu kullanarak yildizlari gozlemlemis ve gok haritasi cikarmislar.
Daha da bir suru sey anlatti ama sirf hesaplamalarla dolu oldugu icin ben daha da uzatmayayim :)


Sagolsun gokyuzu bulutluydu, hatta bir ara yagmur bile yagdi biz gittigimizde. Fotograflar pek iyi cikmadi hava bulutlu oldugundan diye soylenirken, cikan gunes ortaligi yakip kavurunca aman iyiki bulutluymus dedirtti :))


Bir diger ilginc nokta ise Chichen Itza'nin akustigiydi. Hicbir sekilde hoporlor veya herhangi bir ses sistemi kullanmadan, sirf yapinin kendisinden kaynaklanan akustikle seslerini duyurabilmeleri olaganustu, hele hele bunu yuzyillar oncesinde dusunerek yapmis olmalari. Mesela piramidin on yuzunde biri el cirptiginda kus ciklemesi gibi bir ses duyulmaya basliyor. Ancak biraz ileride piramidin yaninda olan bir diger grup bu sesi duymuyor. Mayalarda bu akustik dengeyi farkli farkli gruplari idare etmek icin kullanirlarmis, ozellikle ayinler sirasinda rahipler halka seslenirken kullanirmis bunu.
Hatta buranin akustigi oyle ilgi cekmis ki Pavarotti hicbir ses sistemi kullanmadan binlerce kisiye konser vermis burada.



Burasida yine Chichen Itza kompleksinin icindeki baska bir yapi; top sahasi. Oldukca ilginc bir top oyunlari ve odul anlayislari varmis.


Boylari neredeyse buranin ancak ucte birine falan denk gelirken su tepede gordugunuz delige topu gecirmekmis maksat. Ve kazanan takimin kaptani tanrilara kurban edilerek odullendiriliyormus!!
Dusundumde simdinin futbolcularina neden milyonlarca dolar harciyoruz biz acaba! Bir halt becerebildikleri de yok ustelik :)







Ve Chichen Itza'nin meshur yilani! Yilin belirli zamanlarinda (sanirim eklips zamanlarinda) yere yansiyan piramit golgesi ve yilan basinin golgesi ile yilan piramitin basamaklarindan suzuluyormus gibi gorunuyormus.


Aksam olup gorevliler bizi "haydi kapattik" diye kovalamaya baslayinca Chichen Itza turunu tamamlayip otele dogru yola koyulduk. Tur bekledigimizden de uzun surdu aslinda ama butun bir gune birsuru seyi sigdirmanin mutlulugu ile geri donduk. Zira ertesi gun gezimizin esas nedeni olan is toplantilarina gelmisti sira :(

Ancak biz akillanirmiyiz? Akillanmayiz :)) Toplantilardan ilk buldugumuz firsatta kendimizi baska bir maceraya attik ertesi gun :) Hersey benim basimin altindan cikiyor zaten :) Gitmeden internetten arastirip arastirip buluyorum herseyi, bu da oyle oldu. Dedim ki kocakisisine "Cancun'da denizalti muzesi varmis, inanilmaz heykeller var mutlaka gidip gormeliyiz"... Isin icinde snorkel olunca o da tamam dedi haliyle :)

Biz ertesi gun isten firsat bulup tuyerekten denizalti muzesi turuna katildik. Biz zannediyoruz ki normal bir botla bizi alip goturecekler. Gittigimizde limanda botu bekledik bir sure. Karsidan ustunde "Twister" yazan bir surat teknesi gelince ben isi dalgaya vurup "bak su karsidan gelenmis tabii bizim bekledigimiz, ne sacma sapan birsey o oyle koltuklarinda tek tek kemerleri var lunapark trenleri gibi" dedim, demez olaydim! Cunku bizi alacak bot oymus! Kuzu kuzu kendi ayaklarimizla bindik surat teknesine. Hani onceden olsa hic tirsmazdim da Bali'de yasadigimiz surat teknesi macerasindan sonra aman gozum gormesin hicbirini.

Dedigim gibi kendi ayaklarimizla bindik, birde birbirimizi teselli ediyoruz yok o kadar kotu degildir alt tarafi 30 dakikalik mesafe diye. Oncelikle herkese can yelegi zorunlu diyerek giydirdiler! Birde ustune tum o lunapark treni kemerlerini falan takip takistirmadik mi! Herhalde ucacagiz dedim, zira ucakta bile bu kadar takip takistirmiyoruz yahu!! En son olarak da tekneyi kullanan eleman yarim yamalak ingilizcesiyle "Amigos once muzeye gidip gezecegiz sonra donuste de laguna girince botla spin atacagiz (etrafimizda donecegiz)" demezmi!! Ya ne donmesi, turun iceriginde yoktu boyle bisey donmesek olmazmi falan diye itiraz ettimse de pek dinleyen olmadi!

Zaten muzenin oldugu yere, daha dogrusu heykellerin bir kisminin oldugu yere giderken o kirmizi bayraga sebep olan dalgalarin aciklardaki daha buyuk versiyonlari ile ucaraktan yol aldik :) Ben bir yandan hatim indirirken yanimda kocakisisi kahkahalarla gulup ciglik cigliga egleniyordu nedense. Birde bana demezmi tipki Universal Studio'ya gittigimiz gun gibi diye! Donustede laguna girince kaptan motoru son surat surup birde o hizla bol bol tekneyi 360 dondurdukce (daha dogrusu savurdukca) bizim adam kendinden gecti. Ben ise o sirada, o suratteki tekne ters donerse o lagunda daha dogrusu o bataklikta nasil olecegimizi, sansimizi bu kadar zorlarsak birgun biryerde kesinlikle yamulup kalacagimizi dusunurken ve o gunun gelmis olmamasini dilerken ve ayni zamanda unuttugum binbir duayi hatirlayarak kakilip kalmistim :)) Boyle zamanlarda her zamankinden daha dindar oluyorum nedense, sanirim onun icindir ki Allah bol miktarda bizi bu durumlara sokup yukaridan guluyor halime :)

Velhasil yine basimiz b.ktan pardon maceradan cikmadi :) Snorkelleri takip denizin altini izlemek inanilmaz guzeldi. Surat motoru faciasina degermiydi... degerdi sanirim :)))
Gorseller benim degil muzenin kendi sayfasindan... Bizim gordugumuz halleri biraz daha uzerleri kaplanmis halleriydi bu heykellerin. Ha ondan bahsetmeyi unuttum bu arada, bu denizalti muzesi projesi esasen deniz altindaki cesitliligi arttirmak ve orada mercan olusumunu hizlandirmak amacli yapilmis...






Tum bunlarin uzerine istakoz gibi kizarmamiz, kalan toplantilara ve aksam yemeklerine suratimiz ve burunlarimiz yanmis bir sekilde kipkirmizi katilip rezil olmamiz da cabasi :)))

Benden simdilik bu kadar, gezinin kalan bolumu yakinda...

dipnot: bu kadar uzun yazinca bircok yazim yanlisi ve dusuk cumle oluyor haliyle, yazarken yoruldum okuyup kontrol edemeyecegim sanirim affiniza siginiyorum simdilik :)

8 comments:

  1. Şu hayata bakış açımı yamultuyorsun kuzum :)
    Şeytanı daha çok sevmeye başladım... bugünlerde neler neler diyor bana, bi' bilsen :)
    Çok iyi etmişsiniz... iş gezisi, bilmem ne toplantısı.
    Bahane bahanedir! :)
    Gördünüz mü? Gördünüz.
    Tadını çıkardınız mı? Çıkardınız.
    Yanınıza kar.
    İmreniyorum size.
    Dilerim, bir gün bizim de hasstirenan! diyerek takometreleri taktırma zamanımız gelir :)
    Uzun demişsin ama inan yetmedi.
    Yaz, daha çok yaz.
    Doyum olmuyor.
    Öperim :)

    ReplyDelete
  2. Tatlim iyidir takometreli olmak ;)
    Tabii hasst.. demeden takometreli olmak en iyisi :)))
    yazarim uzun uzun da okuyan olurmu bilemem :D
    Operim cok, guzel gecsin haftasonun ;)

    ReplyDelete
  3. uzun mu? hap gibiydi yazı, yaladım yuttum. o denizin rengine hasta oldum, nasıl bir camgöbeği yeşili?
    toplantılara pancar gibi katılmanız çok hoştu, sürat motorunda yusuf yusuf hatim indirmek de biz Türklere mahsus bir durum napalım, öyle:)
    tortillaların tacoların fotoğrafını görmek isterdim tabii ama ben de aynı senin gibiyim, açlıktan gözüm dönünce aklımın ucuna gelmiyor fotoğraf çekmek, gömülüyorum yemeklere:)

    bekliyorum devamını sevinçle :)
    öptüm.

    ReplyDelete
  4. Judy denizin rengi hakikaten buyuleyiciydi, hayatta gordugum en harika turkuazdi ama hani birde rahat rahat yuzebilseydik fena olmayacakti :))
    tortillalar tacolar bir sonraki yazida geliyor merak etme ;)
    bende operim :)

    ReplyDelete
  5. maceradan maceraya koşmaya devam yani:)
    dünyanın sonu gelmeyecekmiş demek,buna sevindim:P
    ne çok gezilecek,görülecek yer var,
    sayende bir çoğunu görmüş gibi oluyorum...
    devamını beklemedeyim:)

    ReplyDelete
  6. CEPAYNASI yok gelmeyecekmis, yalanmis o dunyanin sonu soylentileri ben de Mayalarin yalancisiyim :)))
    Hakikaten gezilip gorulecek oyle cok yer var ki! Eh dunyanin sonu da gelmeyecegine gore maceradan maceraya kosmaya ve gezmeye devam bakalim :)

    ReplyDelete
  7. Ayyy ne iyi etmişsiniz de gitmişsiniz. Çok güzel çok beğendim. Denizin rengi de muhteşem hakikaten. Güney Amerika kesinlikle gidilecek yerler listemde ama bakalım kısmet.
    Sakın uzun falan diye düşünme ve yazmaya devam et; gayet bir çırpıda okunuyor.

    ReplyDelete
  8. gezenti sagol :)
    yazacagim insallah geri kalaninida en kisa zamanda ;)
    guney amerikayi gezmek lazim bastan sona hakikaten :)

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails